16 Şubat 2019 Cumartesi

Diş ağrısına ne iyi gelir?


Diş ağrısı, acı veren ve sıkıntılı bir süreçtir. Özellikle diş bakımı düzenli yapılmadığında çürüme ve enfeksiyon gibi belirtiler, ağrıyı tetikleyen faktörlerden biridir. Peki, ilaç kullanmadan doğal yöntemlerle diş ağrısı nasıl geçir, diş ağrısına ne iyi gelir?

Diş ağrısı, çürüme ve enfeksiyon gibi durumların sonucunda ortaya çıkan, bizi güçsüz bırakan ve acılı bir süreç olan durumdur. Diş bakımı, düzenli yapıldığında çürüme ve enfeksiyon kapma riskini azaltır. Ancak diş bakımı her zaman çürüğü engellemez. Bu durumda  diş ağrısına ne iyi gelir,  iltihaplı diş ağrısına ne iyi gelir, doğal çözümler nelerdir, hangi ağrı kesici en kısa sürede geçirir sorularına cevap ararız. Peki, ilaç kullanmadan doğal yollarla diş ağrıları azaltılabilir mi? İşte diş ağrısını doğal yöntemlerle geçirecek tedavi yöntemlerini sizinle paylaştık. 

Diş ağrısına ne iyi gelir? 
Doğada bulunan bazı bitkiler, antiseptik yani mikrop öldürücü özelliklere sahiptir. Doğal tedavi yöntemlerinde de kullanılan bu bitkiler, diş ağrılarına da iyi gelir. Uzmanlar, kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen diş ağrıları için bazı doğal yöntemlerin bulunduğunu söylüyor.
Diş ağrısı, gece veya hafta sonu, doktora gidemeyeceğimiz bir zamanda gelirse, diş ağrısına iyi gelen ağrı kesiciler geçici olarak iyi bir çözüm olabilir. Bu durumda ise doktorumuzun daha önceden yazdığı, söylediği ağrı kesici veya antibiyotik kullanmanız sağlığınız açısından iyi olacaktır. Özellikle iltihaplanKaranfil
Karanfil, analjezik ve anti bakteriyel özellikleri nedeniyle diş çürümesinden kaynaklı ortaya çıkan ağrıları hafifletmede yardımcı olur. Karanfil yağını pamuğa damlatarak ağrının olduğu noktada 15 dakika boyunca bekletin. Ağrı azalana kadar 15 dakika da bir pamuğu yenileyerek, bu uygulamayı tekrar edebilirsiniz.
Dişlerinizi fırçalayın 
Diş ağrısını gidermek için ilk olarak dişlerinizi fırçalamayı deneyin. Fırçalama, çürüğe sıkışmış ve ağrıya neden olan besinleri uzaklaştırmaya yardımcı olur. Dişlerin diş ipi ile temizlenmesi ve fırçalanması ağrının azalmasına neden olur.
Tuz
Tuz, antiseptik özelliği sayesinde dişte meydana gelen enfeksiyon riskini azaltır. Bir kaşık tuzu bir bardak ılık su ile karıştırın ve ardından hazırladığınız suyu ağzınızda çalkalayın. Bu yöntemi günde üç defa uygulaya bilirsiniz nedeniyle kaynaklanan diş ağrısı için antibiyotik kullanımı gerekirse kesinlikle doktora danışılmalıdır.  
Buz uygulaması
Diş ağrısının olduğu bölgeye uygulanan buz kompresi geçici olarak ağrıyı hafifletir. Bunun için buzu, ağrıyan bölgeye, dışarıdan ve bir havlu veya beze sararak tutmak iyi gelir. Fakat buzu direkt olarak uygulamak sakıncalıdır.
Çörek otu
Diş ağrısı için kullanılan bir başka çözüm yolu ise çörek otudur. Bağışıklık sistemini güçlendiren çörek otu, uyuşturucu etkisi olmamasına rağmen düzenli kullanımında diş ağrısına neden olan etkenlerin ortadan kalmasını sağlar. İki su bardağı sirkeye, 1 tatlı kaşığı çörekotu konup kaynatın. Soğuyunca gargara yapın. Baskın bir tadı olsa da anında geçirecektir.
Sarımsak
Doğal antibiyotik olan sarımsak, diş ağrılarında kullanılan bir diğer doğal yöntemdir. Dört diş sarımsağa bir çay kaşığı tuz ekleyerek öğütün, enfeksiyon kapan bölgeye hazırladığınız karışımı masaj yaparak sürün ve 30 dakika bekleyin. Ardından ılık su ile ağzınızı çalkalayın.
Buğday çimi suyu
Ağızda bakterilerin artmasını engeller ve diş ağrısını azaltmasına yardımcı olan buğday çimi suyu; diş etlerini ve dişleri, enfeksiyonlardan koruyan doğal bir antibiyotiktir.
Zerdeçal
Zerdeçal, içerdiği anti-inflamatuar yani iltihap söktürücü özelliği sayesinde ağızda bulunan zararlı bakterileri azalttığı gibi enfeksiyondan kaynaklı ağrıyı da yatıştırır. Zerdeçalın tozunu ağrının olduğu noktaya sürün, 15 dakika bekleyip sıcak su ile ağzınızı yıkayın.
Maydanoz ile gargara
Bir demet maydanozun suyunu, meyve sıkacağınız ile sıkın. Ortaya çıkan yaklaşık bir bardak maydanoz suyu ile gargara yapmanız diş ağrınıza iyi gelecektir.
Susam yağı 
Ağız kokusunu gidermek için kullanılan susam yağı, aynı zamanda diş çürümesinin neden olduğu ağrıları iyileştirmede de yardımcı olur. Bir yemek kaşığı susam yağını ağzınızda gargara yapın. Ardından ağzınızı ılık su ile çalkalayın.
Papatya çayı gargarası
Sinirleri gevşetme özelliği olan papatya çayını, demlendikten ve soğuduktan sonra gargara olarak kullanabilirsiniz.

13 Şubat 2019 Çarşamba

Cilt kanseri dudaklarınızın görüntüsünü bozmasın

Hem erkeklerde hem kadınlarda en çok görülen kanser türü cilt kanseridir. Vücudumuzun en fazla güneş gören bölgeleri aynı zamanda cilt kanserinin de en sık görüldüğü yerlerdir. Ciddi dudak kayıplarının önüne geçebilecek tekniği geliştiren Türk Hekimi KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu konuyla ilgili çeşitli bilgiler verdi.




Dudaklarınız olmasa hayatınızda neler değişirdi hiç düşündünüz mü?
Hem erkeklerde hem kadınlarda en çok görülen kanser türü cilt kanseridir. Vücudumuzun en fazla güneş gören bölgeleri aynı zamanda cilt kanserinin de en sık görüldüğü yerlerdir. Özellikle dudak bölgesinde görülen kanserler, çok ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Ciddi dudak kayıplarının önüne geçebilecek tekniği geliştiren Türk Hekimi KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu konuyla ilgili çeşitli bilgiler verdi.
Dudak yoksunluğu çeşitli problemlere yol açıyor
Geliştirmiş olduğu 6 farklı cerrahi tekniği tıp literatürüne kazandıran KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu; “Dudak yoksunluğu ilk olarak beslenme şeklini etkiler ve vücut ağırlıklı olarak sıvı besin ya da yumuşak gıda ile enerji ihtiyacını karşılar. Ancak kısıtlı gıda vücut için yetersiz kalabilir ve bağışıklık sistemi zayıflayarak vücut hastalıklara karşı savunmasız kalır. 
Dudaklarını kaybeden hasta için konuşmak artık sıradan bir eylem olmaktan çıkar ve iletişim kurma güçlüğü yaşamaya başlar. Birçok sesi tam olarak çıkaramaz. İletişim zorlaştıkça da birey kendini yalnız ve savunmasız hissedebilir. Kişi aynaya baktığında kendisini fiziksel görünüş olarak eksik bulabilir ve bu farklılık kişide depresyon, bunalım ya da özgüven sorunları gibi psikolojik travmalara zemin hazırlayabilir. 
Cilt kanserinin sıklıkla görüldüğü dudak bölgesinde hastalığın ilerlemiş olduğu durumlarda ciddi dudak kayıpları yaşanabiliyordu ve yukarıda saydığım tüm problemler ne yazık ki bu hastalar için kaçınılmazdı. Ancak geliştirmiş olduğumuz teknik sayesinde dudak bölgesinde görülen cilt kanserlerinde dudakların aşırı küçültülmesi artık problem olmaktan çıktı. “ dedi.
İşte Türk doktorun buluşu ve detayları
Buluşu gerçekleştiren KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, ”Hastaların dudaklarındaki cilt kanseri geç tanı konmuşsa ya da büyükse, bu durumda ameliyat sırasında dudaklarının büyük kısmının alınması gerekebilir. Bu durum hastanın dudaklarının küçülmesine yol açar. Unutmayın ki bazen dudaklarının yarısından fazlasının alınması gereken hastalarla karşılaşabiliyoruz. Dudakları küçülen hastalarda etkili konuşma ve yemek yeme gibi yaşamsal fonksiyonlarda ya da estetik anlamda sorunlar yaşanabilir. Ancak dudakların aşırı küçülmesi durumu, geliştirdiğim cerrahi teknik sayesinde hastalar için bir sorun olmaktan çıktı.” dedi.
Cilt kanserlerinin çok azı ölümle sonuçlanıyor 
Cilt kanserlerinin baş ve boyun bölgesinin büyük bir kısmında saptandığını belirten Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, “Vücudumuzun en büyük organı olan derinin birçok işlevi bulunmaktadır.  Derimiz altında bulundurduğu kas ve organları korur, muhtemel yaralanmaları ve sıvı kaybını önler. Aynı zamanda bakterilere ve zararlı ultraviyole ışınlarına karşı da koruma sağlamaktadır. Cilt kanseri, birçok etkenden dolayı deride oluşan kötü huylu (malignant) büyümedir. Vücudumuzun en fazla güneş gören yerleri baş ve boyun bölgesidir. Aynı zamanda cilt kanserlerinin en sık görüldüğü yerler de baş ve boyun bölgeleridir.  Cilt kanseri baş ve boyun bölgesinin neredeyse yüzde 90’ından fazlasının saptandığı alandır. Ancak cilt kanserlerinin çok azı ölümle sonuçlanmaktadır. Hastaların yüzde 99’u başarılı bir cerrahi müdahale sonucu hayati tehlikelere ortadan kaldırılabilmektedir.” diye konuştu.
Artık yaşamsal fonksiyonlar etkilenmeyecek
Kayabaşoğlu’nun geliştirmiş olduğu teknik, alt dudak bölgesinde görülen cilt kanseri probleminin tedavisinde adeta bir çığır açtı. Gürkan Kayabaşoğlu, “Bu teknik sayesinde artık kanserli alan ne kadar yayılmış olursa olsun, ameliyattan sonra hastaların yaşamsal fonksiyonları o denli etkilenmeyecek. Hastalar eskisi kadar büyük dudak kayıpları yaşamayacak. Beslenme ve konuşma problemleri yaşama olasılığı çok ciddi anlamda düşmüş ve birçok hasta için de tamamen ortadan kalkmış olacak. 
Ağzı çok küçüldüğü için bir çorba kaşığını bile ağzına götüremeyen, bu nedenle beslenmesi çok zorlaşan, ayrıca kozmetik görünümü nedeniyle kendini kötü hisseden ve toplumdan uzaklaşan ne yazık ki birçok hasta mevcut. Bu teknik sayesinde cilt kanserinin dudakta görüldüğü vakalar artık hayatlarına çok daha kaliteli bir şekilde devam edebilecek. Yaşamsal fonksiyonlar ve estetik dış görünümde artık hastalar büyük kayıplar yaşamayacak’ şeklinde konuştu. 
Doç. Dr. Kayabaşoğlu’nun cilt kanserinin cerrahi tedavisinde çok büyük bir otör olan Amerikalı Bilim İnsanı Prof. Dr. Shan Baker ile birlikte yayınladığı bilimsel makale ise birçok prestijli tıp dergilerinde yayınlanmıştır.
















10 Şubat 2019 Pazar

Sigarayı bırakınca vücutta ne oluyor?

            Uzmanlara göre; 35 yaşından önce sigarayı bırakanlarda erken ölüm riski hemen hemen yok oluyor... Sigara içenlerin akciğer kanseri olma riskleri; süresine ve ne kadar içtiklerine bağlı olarak değişir. 20 yıldan fazla sigara içenlerde risk oldukça fazla...



            Merdiven çıkarken nefesiniz mi kesiliyor? Sabahları uyandığınızda bile ağzınızda acı bir tat mı hissediyorsunuz? Bu sorunların nedeni açık. Tüm bunların sebebi; sigara.


            Sigara, uzun vadede sağlığınıza zarar verirken, fiziksel olarak da sizi zorlar. Peki sigarayı bırakma konusunda ne düşünüyorsunuz? Sigara içenler için bağımlılıktan kurtulmak çok güç olabilir. Tiryakilerin önemli bir kısmı, hayatlarında en az bir kere sigarayı bırakmayı dener ancak bir süre sonra yeniden başlar.

Bağımlılar sigarayı bıraktıklarında yaşayacakları yoksunluk döneminden endişe eder. Ancak bu yoksunluk ömür boyu devam eden bir süreç değil. Kararlı olunduğunda yoksunluk belirtilerin üstesinden gelmek çok daha kolay hala gelir.

Sigarayı bırakmada birinci kural; günlük koşullar nasıl olursa olsun bıraktıktan sonra bir tane bile yakmamak. Çünkü bu davranış anıları, tadını ve kişiye verdiği hissi beynin yeniden hissetmesine neden olur. Sıklıkla sigarayı bıraktıktan sonra ara ara bir tane içenler bir süre sonra yeniden başlar.

Sigara hangi hastalıkların oluşum riskini artırır?
Sigara; akciğer bağımlılığı başta olmak üzere, gırtlak, prostat, diş eti ağız, mesane, yemek borusu, dil, pankreas, bademcik ve rahim ağzı kanserlerinin oluşum riskini artırır. Ayrıca; erkeklerde iktidarsızlık, felç, ülser, kronik bronşit, bacak damar hastalıkları, kalp krizi, kadınlarda kısırlık ve KOAH gibi hastalıklara da yol açar.

35 yaşından önce sigarayı bırakanlarda erken ölüm riski hemen hemen yok olur. Sigara içenlerin akciğer kanseri olma riskleri; süresine ve ne kadar içtiklerine bağlı olarak değişir. 20 yıldan fazla sigara içenlerde risk çok fazla. 20 yılın üzerinde sigara içenlerde ise risk hiç içmeyenlerin seviyesine inemiyor. Fakat bunun üzerine eklenecek her yıl riskin boyutlarını artırır.

Sigarayı bırakma evresinde vücutta meydana gelen değişiklikler neler?
* 20 dakika sonra, kan basıncı ve nabız normale döner, el ve ayak dolaşımı düzelir.
* 8 saat sonra, kan oksijen düzeyi normale döner, kalp krizi geçirme riski azalır.
* 24 saat sonra, vücut karbonmonksitten arınır.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Diş Eti Sorunları

Diş eti sorunları dişeti hastalığının aşamasına göre hepsinin farklı farklı tedavileri vardır.
Küçük boyuttaki hastalıkları diş taşı temizlikleriyle , küretaj dediğimiz biraz daha derin temizlikleriyle bu tarz hastalıkları temizlenebilir.
Ancak peridontiks gibi biraz daha ileri aşama olan kemik kayıpları, doku kayıplarıyle sonuçlanmış hastalarda ise kimi zaman diş taşı temizliğinden sonra ağız hijyeni eğitiminden sonra bir takım cerrahi işlemler yapmamız gerekir.Bu cerrahi işlemler olabildiğince kaybedilmiş dokuları yerine koyabilmek adına kullandığımız kemik tozları bir takım dokuların dişlere daha iyi yapışmasını sağlayan ajanlar kullanarak ameliyatlar yapabiliyoruz.




Diş eti çekilmelerinin tedavilerinde ise diş eti çekilmesinin tipine genişliğine derinliğine göre yapılabilecek çok farklı cerrahi ve cerrahi olmayan local uygulanabilir. Bu cerrahi operasyonlar bir günde yapılabildiği gibi bir kaç günde yapılabilir.Local olarak bölgeler uyuşturulur. Local olarak uyuşturulan bölgelerde iltihaplı dokular temizlendikten sonra o bölgeye bir takım kemik tozu uygulanır. Kemik tozu uygulandıktan sonra iyileşmeye başlar.İşlemden yaklaşık bir hafta sonra hastalar kontrole çağrılır. Bu kontrol aşamasında eğer hastanın dikişleri varsa dikişleri alınır. Veya pansuman yapılarak hijyenli olması sağlanır.